Merhaba. İsmim Sevim. Memlekette doğdum büyüdüm ve liseyi okudum. Güzel ve çekici bir kadınım, manken gibiyim. 1,70 boyundayım. Nişanlımla bir akraba düğününde karşılaştık, İstanbul’dan gelmişti ailesiyle. Beni görüp beğenmiş, hemen ailemden istediler. Ben de kabul etmiştim, nişanlımı sevdiğimden değil, köyden gideceğimden. Nişanlım içine kapalı, biraz saf bir adam. Nişanlanmıştım bir yıl sonra ise düğün yapacaktık. İki ay geçmeden nişanlımın ailesi babamı da kandırdılar İstanbul’a göç ettik…
İstanbul’da maddi problemlerden dolayı benimde çalışmam lazımdı. Nişanlımın bir tanıdığı tekstil firmasında müdürmüş, onunla konuşmuş, beni kalite kontrolcu olarak işe alacakmış. Sabah nişanlımla tanıdığının çalıştıgı firmaya gittik, bizi yazanesine aldı. Müdür Erol 35-36 yaşlarında biriydi. Beni görünce nişanlıma “Oğlum nişanlın çok güzelmiş, nerden buldun bunu?” diye sordu. Nişanlım, “Memleketten geldi.” dedi. Erol, “İstanbul’da böyle güzel kız yok harbiden.” dedi. Nişanlım övünerek, “Eee, boşuna mı memleketten nişanlandım?” dedi. Söze ben girdim, “Memleketten ama, şehirde büyüdüm, Liseyi şehirde okudum. Beni işe alıyor musun?” dedim. Erol, “Nişanlının hatırını da bir kenara bırak, senin gibi güzeli kim işe almaz?” dedi, bana bir form doldurttu, “Kural bu… Yarın sabah gel, işe başla!” dedi.
Nişanlımla yanından çıktık. Erol çok hoş bir adamdı, nişanlımın yanında bana asılmştı. Nişanlım ise “Erol beni sever kırmaz.” dedi. Sabah güzelce giyindim, firmaya gittim. Erol beni yazanesine aldı, önce biraz havadan sudan konuştu, sonra çok güzel olduğumu söyleyip, iltifat üstüne iltifat yağdırıyordu. Kalite kontrol ustasını yazanesine çağırdı, “Sevim benim akrabam olur ona göre, ilk işi öğrensin.” dedi. Erol’un akrabası dahi olmuştum, ustayla gittim işe başladım. Erol günde on defa geliyor yanıma, bir isteğim olup olmadığını soruyor, bana kur yapıyordu. Aslında bu benimde hoşuma gidiyordu…
Bir gece yükleme vardı, vakit çok geç olmuştu, yemekçi kadın gitmişti. Erol yanıma geldi, “Sevim mutfağa git çay yap, elemanlar içsin uykuları açılsın.” dedi. Ben mutfağa gittim çay suyunu koydum. Gece işçiler yemek yediklerinden dolayı, masalar ve mutfak leş gibi pisti. Mutfağı temizledim, bulaşıkları yıkıyorum, arkamdan biri belimden sarıldı. Korkuyla döndüm ki, Erol idi. Benim dudaklarıma yapıştı, mutfakta çılgın gibi öpüyordu beni. Dudağımı çektim, “Dur gelen olur, rezil oluruz!” dedim. “Benimle buluşmaya söz ver bırakayım.” dedi. “Söz buluşalım, yanlız beni adalara götür.” dedim. “Neden adalara gitmek istiyorsun?” dedi. “Okulda da hep merak etmişimdir adaları.” dedim, Cumartesiye sözleştik.
Cumartesi işe gider gibi evden çıktım, Erol ile buluşup, Sirkeci vapuruna bindik, Heybeli adaya gitik. Adada yiyecek içeçek aldık yürüyoruz. Ormana girdik gözden kaybolduk, (bir çift göz hariç). Issız bir yere oturur oturmaz, Erol dudaklarıma yapıştı. Beni uzatıp üstüme çıktı, öpüyordu. Göğüslerimi açtı, emiyor. Vucudumu, karnımı yaladı. Sonra eteğimi kaldırdı, bacaklarımı yalıyor, öpüyordu. Sonra iki eliyle kilotumu çıkarmak isteyince, “Yapma, ben kızım!” dedim. Erol elini bacakaramdan kilotumun içine soktu, amımı okşuyordu. Hoşuma gitmişti, “Çıkar kilotumu, ama ileri gitmek yok!” dedim. Çıkardı kilotumu, amımı yalamaya başladı. O sırada ben bitmiştim…
Erol sonra beni yüz üstü çevirdi ve götümü yalamaya başladı. Amımı, götümü, bacaklarımı, her yerimi deli gibi yalıyordu, ben tekrar boşaldım. Sonra sırt üstü çevirdi beni, dudaklarıma yapıştı. Pantolonunu indirdi, kazık gibi en az 20 cm yarağını çıkardı, amıma sürtüp, kafasını soktu. Hemen yarağını tuttum, “Yapma kızım ben!” dedim. Yarağının yarısı avucumda, diğer yarısını amıma sokuyordu. Bir iki dakika sonra yarağğını çıkarıp bütün döllerini göbeğime boşalttı. Krem gibi vucuduma yayıp sürdüm. Kilotumu giymek istedim, elimden aldı, “Dur daha yeni başladık!” dedi. Aldıklarımızı yedik içtik. Sonra bana, “İster götten sikeyim seni, ister ağzına al!” dedi. Duyardım götten zor olduğunu, “Ağzıma alayım!” dedim. Koca yarağı ağzıma aldım, yarısı dahi sığmıyordu. Erol saçlarımı okşuyordu, birden ağzımda döllerinin sıcaklığını hissettim, bütün tohumlarını yutmuştum.
Erol, “Sağ ol sevgilim, harikaydın!” dedi. Sonra oturmuş sohbet ediyoruz, öpüşüp sevişiyoruz, bana, “Ne olur götten sikeyim seni!” dedi. “Korkuyorum!” dedim. “Alış kızım, evlenene kadar ağzınla mı boşaltacaksın? Evlenince amdan da sikerim seni!” dedi. Erol’a götümü döndüm, bolca tükürükledi yarağını götüme soktu, sikmeye başladı götümü. Ama nasıl sikiyor, soktukca otları yolduruyordu bana. Kaç defa acıyla birlikte boşaldım bilmiyorum. Sonunda Erol da götüme boşaldı. Artık tamamdı, ben kilotumu giyiyordum, orman görevlisi başımızda bitti, “Ne yapıyorsunuz kardeşim siz? Sabahtan beri doymuyorsunuz, ayıp, burası aile yeri, yürüyün karakola!” dedi. Erol, “Abi idare et bizi ne olur!” dedi. Adam, “Olmaz!” diyor, başka birşey demiyor. Ben bu arada kilotumu giydim, adama alyansımı gösterdim, “Abi biz nişanlıyız, gidecek yerimiz yoktu! Anla halimizden…” dedim. Adam insafa geldi, “Tamam ama hemen gidin!” dedi. İkimizde kaçar gibi uzaklaştık ordan ve iskelede nefesi aldık.
Erol’a, “Biliyor musun nişanlım beni daha öpmedi, sen götümü siktin, teşekkür ederim!” dedim. Erol, “Nişanlın eşek, senin gibi nişanlım olacak hergün götünü sikerim, bu yarım sikişti, daha neler göreceksin sen!” dedi. Düğüne bir ay kalaya kadar Erol fırsat buldu mu götümü sikti. Bazı zamanlar ustamdan izin aldırıp buluşup sikişiyorduk. Düğünden 1,5 ay önce nikahım oldu, nikah şahidim Erol olmuştu benim. Ev tutmuştuk, eşyaları taşıyoruz, benim ailem nişanlımın ailesi var, nişanlımın aklı başına yeni gelmiş ki, odanın birinde ikimiziz, pantolonunu indirmiş, “Sikeceğim seni.” dedi. “Delirdin mi, ailemiz var içeri gelen olur!” dedim. Belki kimse olmasa kabul ederdim, kıyameti kopardım boşanmaya karar verdim. Aile büyükleri araya girdi, barıştık nişanlımla. Sonra ben Erol’u ardım, “Yarın sabah buluşalım!” dedim. “Olur buluşalım.” dedi.
Buluştuk, bir pastanede oturduk, anlattım. “Üzülme canım, evde kimse varmı senin?” dedi. “Yok!” dedim. “Gidelim senin eve o zaman.” dedi. Eve gittik, hemen soyunduk. Erol yatağa uzandı, kıllı vucudunu yaladım, yarağını ağzıma aldım emiyorum. Erol saçlarımı tuttu, dudaklarımız birleşti, beni altına aldı memelerimi emiyor, inliyorum. Erol amımı yalıyor, Erol’a “Sik beni, senin olmak istiyorum!” dedim. “Saçmalama, nikahın oldu, düğünün olacak, ne yaparsın sonra?” dedi. “Sana ne, sik beni!” dedim. Erol kalın yarağını amıma sürttü, kafasını soktu, bir defada kökleyip kızlığımı aldı. Amım yanmıştı, çığlığı kopardım, kadın olmuştum artık. Çarşaf kan olmuştu, Erol ile banyoya gittik yıkandık. Banyoda ters çevirdi beni, arkadan amıma girmişti, akşama kadar sikti beni. Amım sızlamıştı artık!